4.01.2014

Anadilimiz neden Amerikanca olmalıdır?


Yeterince aşağılık çağımızda demeyeceğim zira üzgünüm ama bu hep böyleydi. Dileyenleri Tora’ya Harun’un Musa’ya “halk kötüdür” diye şikayetlenmesine göndermeli. Bu dünyada iyilik arayan sözlerden kaçınmalı, gündelik hayatta dolaşan maskeleriniz kâfi değil mi?

Söz bayağı olmalı, her karakter bir cümlesinde hem kendini övmeli sonra lanetlemeli. Söylediklerini bir sonraki sayfada unutmalı, bir balıktan beter belleğe haiz olmalı.

Siz değerli seyircilerimize bir kompozisyon konusu: Bunu güzel Türkçe’mizle yapmak mümkün müdür? İngilizce de demiyorum tabii ki, Oxford İngilizcesi, kraliçenin o ince derin lafızlarından, zeka dolu metaforlarından söz etmiyorum. Ama şunu da anlamalısın: “sözde” sokağın, ezilmişin, itilmişin diliyle de olmaz bu. Kendi sarayında gidip ezilmişi yazıyorum dersen, buna belki senin romantik hayranların salya sümük ağlar ama kargalar güler. Kargalara zırnık hürmet göstermeyen metinden ise bir halt çıkmaz.

Sisteme yöneltilmiş öfkeli “güzel” sözleri ancak sağda solda kendin gibilere satabilirsin, sayfalarca bahsettiğin pisliği kapatmak için kendine vicdani ışıltılar bulmaya çıkan zavallılara yani.. Bu yüzden ilk kural: söz efendice yere düşecek, yerin dibine inecek, yerini bilecek ve o sözü kimseler de yerden alıp, toplamaya cüret edemeyecek... Sözün esrikliğinde sarhoş olup, trans halindeki itler gibi aklına esene saldırmayacaksın, insanlara “insancık” diyerek iyiden iyiye şapşallamayacaksın. İnsan sözcüğü yeterince değersizken, bunca öfkelenmenle, saman altından insan’ı allayıp pullamayacaksın. Anladın mı Bay Kâmil?

Karanlık yeterince karanlıkken, o özenle bulup ettiğin küfürlerinle kendi küçük kulübeni ışıldatmaya yeltenmeyeceksin. Çok satarsın tabii. Ama kargaların nezdinde hiç bir değerin yok. Bunu bil. En azından.